Rusya’nın Şeytanı ve Öldürülemeyen Ölümlüsü: Grigori Rasputin
Rasputin, tam adı ile Grigori Rasputin, Rusya tarihine geçmiş en ilginç ve gizemli karakterdir. Popüler olmasının en büyük nedeni; ikna yeteneği, kehanetleri ve kadınlara olan düşkünlüğüdür. Tarih kendisinden bu özelliklerinin haricinde, seks makinesi olarak da bahsetmektedir. Hatta söylentilere göre, Rasputin öldükten sonra penisi alınmış ve deneylerde kullanılmak üzere kavanozda saklanmıştır. Tanınmasının en büyük nedenlerinden biri de, bir ziyafet esnasında kendisine zehir verilmesi ve zehri içtikten sonra da, üzerine defalarca ateş edilmesine rağmen, ölüme karşı direnerek öldürülemeyişidir.
Rasputin, Sibirya ’da geçen çocukluk yıllarında, babasının çiftliğinde ufak işlerde çalışmaktadır. Derin mavi gözleri ve uzun boyu sayesinde, daha çocuk yaşlardan itibaren çevresindeki kadınların ilgisini çekmeye başlamıştır. Henüz o yaşlarda ileriye dönük yaptığı tüm tahminler, gerçeğe dönüşmüştür. Çiftlikte iken babasının bir atı çalınır. Rasputin olayı görmemiştir, atı görmemiştir ve hırsızı görmemiştir. Ancak babasına gider ve doğrudan hırsızın ismini söyler. Babası önceleri bu olaya inanmaz ve birini suçlamanın yanlış bir davranış olduğunu düşünerek, sessiz kalır. İşin ilginç tarafı ise, hırsız olduğunu söylediği kişinin, bir müddet sonra gelerek, babasına suçunu itiraf etmesidir. Ailesi çocukluk döneminden sonra, Rasputin ’i manastıra gönderir. Eğitim sırasında, ilginç yeteneklerini sergilemeye devam eder ve çok kısa süre içerisinde keşiş olur. Manastırın vaiz heyetine katılır ve bütün Rusya ’yı dolaşmaya başlar. Rusya ’dan sonra, Balkanlarda, Yunanistan ’da ve İtalya’da da görülür. Gittiği bütün ülkelerde, vaazlar verir. Ancak onu popüler yapan, verdiği vaazlar değil, bulunduğu kehanetlerdir. Her kehaneti ortaya çıkmaya başladıkça, ünü, dünya geneline hızla yayılmaya başlar.
Çarın oğlu Aleksi bir hemofili hastasıdır. Rasputin bu hastalığı ancak kendisinin tedavi edebileceğini bildirir. 1905 yılına gelindiğinde, bir vaaz esnasında 1. Dünya savaşını ve Bolşevik devrimini anlatır. İlerleyen zamanlarda, tarih Rasputin ’in bu kehanetlerinin de gerçeğe dönüştüğünü gösterir. Popülerliği yükselmeye başladıkça saraya yakınlaşır. Çariçeyi tedavi ettikten sonra, artık bir saraylı olmuştur. Uzun boyu, heybetli duruşu ve derin bakışları, özellikle bayanlar tarafından merak edilir hale gelmiştir. Çariçe en büyük hayranı olmuştur. 1907 yılına gelindiğinde, Aleksi çok ağır bir kanama geçirir. Çariçe derhal Rasputin ’i çağırır. Rasputin çocuğun başına gelir, açık yaralarına parmağı ile dokunur ve dualar okumaya başlar. Çocuğun kanamaları birkaç dakika içerisinde kesilir. Bu olay üzerine Rasputin ’in ünü, iyice artar ve Çar kendisini aileden biri olarak görmeye başlar.
Yusufov isimli prens, Rasputin ’i bir davete çağırır kendisine siyanürlü kurabiyeler ve şaraplar verilmesini sağlar. Yusufov, Rasputin ’e hiçbir şey olmadığını görür ve telaşlanır. Onun yanından ayrılır ve İngiliz ajanından yardım talep eder. Ajan, Yusufov ’a bir silah verir ve öldürmesini ister. Prens silahı alır, başından ve boynundan Rasputin ’i vurur. Öldüğünü düşünerek yanından ayrılır. Prensin adamları odaya girdiğinde, Rasputin ’in hala dimdik ayakta durduğunu görürler. Bahçeye atlayarak kaçmaya başlar, ancak arkasından tekrar ateş ederler. Öldürdüklerini düşünürler ve cesedi, Neva nehrine atarlar. Ölümünden birkaç gün sonra, ceset nehirden çıkartılır ve otopsi yapılır. Otopsi sonucu oldukça ilginçtir. Rasputin kurşunlardan değil, ciğerine dolan su nedeni ile boğularak ölmüştür.
Tarih ve bu olaylar göstermiştir ki, Rasputin kolay kolay öldürülemeyen bir karakterdir. Cinayetin neden işlenmediği araştırıldığında, İngiliz ajanın günlüklerinden, bu işin İngiliz hükümeti tarafından yapıldığı ortaya çıkarılır. Öldürülme nedeni ise, Çar’a Rusya’nın savaşta yer almaması için yaptığı baskılardır. Eğer ölmeseydi tarihin yeniden yazılabilineceğini düşünülüyordu. Eğer Ruslar savaştan çekilmiş olsaydı, Fransızlar ve İngilizler, 1. Dünya savaşını kazanmış olsaydı, Sovyetlerin kurulup kurulmayacağı ya da Osmanlının yıkılıp yıkılmayacağı soruları, halen kafaları karıştıracaktı.