Marmara Canavarı

Paylaş

Tweetle

Share

Pingle

Email

Yorumlar

Marmara Canavarı Efsanesi

Şehir efsaneleri arasında yer alan, ancak ürkütücü yanı ile dikkat çeken Marmara Canavarı Efsanesi, oldukça ilginç ve tüyler ürpertici bir özelliğe sahiptir. Bu hikaye hakkında çeşitli söylemler bulunmakta olup, her biri, Kumla ve Marmara bölgesinde geçen hikayelerdir.

Anlatılanlara göre, 1970’li yıllarda bir olay yaşanmıştır. Kumla bölgesinde yaşayan iki balıkçı, günlük işlerini bitirdikten sonra, teknelerini limana bağlamışlar ve araçlarına binerek, evlerine doğru yola çıkmışlardır. Evlerine giden yol, mezarlığının yanından geçmektedir. İki arkadaştan şoför olanın mezarlık korkusu olduğu için, sürekli olarak dua okumaktadır. Diğer arkadaşı ise, batıl inançlara sahip olmadığından dua okuyan arkadaşı ile sürekli dalga geçmektedir.

Mezarlığının yanından geçip evlerine doğru gitmeye çalışan arkadaşlar, aracı kullananın, bir anda frene basması ile irkilirler. Şoför olan diğerine, yolda bir ağaç olduğunu ve boylu boyunca uzanan ağacın yolun tamamını kapattığını söyler. Şoför korktuğu için, yanındaki arkadaşına araçtan kesinlikle inmeyeceğini belirtir. Batıl inancı olmayan ve babayiğit olarak görülen diğer arkadaş ise şoföre, sen arabada kal, ben tek başıma iner ve hallederim der. Arabadan inen, gece karanlığında ağaca doğru bakar ve arkadaşına, bunun bir kavak ağacı olduğunu söyler. Yaklaşır ağacı kucaklayarak yolun ortasından atmak ister. Ağacın gövdesine doğru sarıldığında, yumuşak bir dokuya sahip olduğunu ve kıpırdadığını fark eder. Böyle bir durum ile karşılaşan batıl inancı olmayan babayiğit arkadaş, ani bir karar değişikliği ile bulunduğu yerden hızla koşarak kaçmaya başlar.

Bu sırada şoför olan, arkadaşını ve ağacı, arabanın içerisinden izlemektedir. Bir anda arkadaşının kaçtığını ve yolun ortasında ağaç gibi duran devasa boyutlardaki yılanın yukarıya doğru kalktığını görür. Yılan bir anda başını mezarlıkların oradan çıkarır ve araca doğru bakar. Şoför o anda donar ve hiçbir şey yapamaz. Ancak Marmara Canavarı Yılan, bir müddet sonra tekrar mezarlığın içine doğru gider ve gözden kaybolur. Mezarlığın içinden geçen yılan, denize doğru sürüklenir ve denize girer.

İki arkadaş tekrar bir araya gelir ve korku içerisinde evlerine giderler. Köyde olanları anlattıklarında, köyün ileri gelen yaşlılarından bir tanesi, bunun dev bir yılan olduğunu, Marmara denizinde yaşadığını ve beslenmek için, denize yakın mezarlıklara girdiğini ve ölüleri yediğini söyler. Arkadaşlar, artık bunun, gömülen ölüleri yiyen bir Marmara canavarı olduğunu düşünmeye başlamıştır. Hatta köyün yaşlı ileri geleni, yılanın sadece mezarlıktaki ölüleri yemediğini, aç kaldığı dönemlerde, balıkçı teknelerine de saldırdığını söyler. Bunu gören herkes, Kumla ve Yalova bölgesinde, Marmara Canavarı olduğunu bilmekte, ancak son dönemlerde bu canavarın hiç ortay çıkmadığını belirtmektedir. O dönemden yani 1970’li yıllardan günümüze kadar, çeşitli dönemlerde, Marmara canavarı isimli yaratığın görüldüğü söylense de, son dönemlerde böyle bir canavar ile karşılaşıldığına dair bir hikayeye rastlanmamıştır. Ancak, yinede halkın bazı kesimi tarafından bilinmekte ve bölgede tedirginlik yaşanmaktadır.

Tarihte bu tür olayların gerçek olabileceğine inanmıyor olabilirsiniz, çünkü günümüzde pek bu tür varlıklarla karşılaşmıyor olabiliriz. Bu yüzden bazı eski gazeteleri tozlu raflardan indirerek  onlara, yani tarihe göz atmakta oldukça büyük yarar var. İşte sizin için konumuz ile alakalı eski bir gazete sayfası;