Çok gezenin çok bildiği değil, daha çok korktuğu yerler bunlar. 🙂 Eğer siz de yeni yerler görme arzusuyla yanıp tutuşuyorsanız, bu defa sizlere farklı bir şey öneriyoruz. Biraz ekstrem kaçan bu 5 farklı korku dolu adresle sizleri başbaşa bırakıyoruz.
KEMİK GÖLÜ
Burası Roopkund Gölü. Hindistan’ın Himalaya dağlarının yaklaşık 5000 metre yüksekliğinde yer alıyor. 1942 yılında gerçekleşen bir keşifle bu donmuş gölün içinde ve çevresinde insan iskeletleriyle karşılaşılıyor. Yaklaşık 250-300 kişiye ait olduğu düşünülen bu iskeletler yaz aylarında gölün çözülmesiyle gözle görülür bir hal almaya başlıyor.
Ancak bu denli yüksek ve yaşamaya elverişli olmayan bir noktada bu kadar insanın ölümüne neyin sebep olduğu bilinmiyordu. Bazı teoriler salgın hastalıklar ya da toprak kayması gibi felaketler üzerinde yoğunlaşıyordu.
Daha sonra 2004’te bölgede yapılan detaylı araştırmalar sonucu iskeletlerin 9. Yüzyılda yaşamış iki gruba ait olduğu öğrenildi. Yanlarında birtakım mızrak, yüzük, bambu sopa gibi eşyalar bulunan iskeletler üzerinde yapılan araştırmalar sonucu, ölümlerin yaşanmış bir dolu yağışı sonucu kafaya ve omuza alınan darbeler yüzünden gerçekleştiği öğrenildi. Ancak o iki grubun kim oldukları ve neden orada oldukları hala bir sır.
ÇINGIRAKLI YILAN ADASI
Adanın gerçek ismi Ilha da Queimada Grande. Brezilya’ya ait olan bu ada Sao Paulo eyaletine 33 kilometre mesafede bulunuyor ve tamamiyle zehirli yılanlarla dolu!
Bölge halkı ziyarete kapalı olan bu adada yaklaşık 4000 mızrak başlı çıngıraklı yılan bulunduğunu ve bu yüzden oraya Zehirli Yılan Adası ismini verdiklerini söylüyor.
1920 yılında Brezilya ordusu tarafından ziyarete kapatılan adada bulunan bu yılanlar deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle adaya hapsolmuş durumdalar. Zehirleri öyle kuvvetli ki ısırıktan yalnızca bir iki dakika sonra böbrek yetmezliği, doku ölümü ya da beyin kanaması gibi etkilere sebep olabiliyor!
KARA SIÇANLI TAPINAK
Burası Karni Mata Tapınağı. Hindistan’da bulunuyor. Hem dini amaçlı hem de turistik amaçlı gezginlerin ilgi noktası oluyor. Sebebi ise tapınakta bulunan binlerce sıçan!
Efsaneye göre Hindu tanrıça Karni Mata, üvey oğlu ölmek üzereyken ölüm tanrısı Yama’dan yardım istiyor. Bunun üzerine Yama, üvey oğul ve onun kanından olan herkesi sıçan şeklinde tekrar yaratıyor.
Gelen turistler sıçanlara, süt, hindistan cevizi ya da hazırladıkları tatlıları sunuyor. Sıçanların kemirdiği yiyeceklerin iyi şans getirdiğine inanan bazı turistler sıçanların bıraktığı yiyecekleri kendileri bitiriyor.
YERYÜZÜ CEHENNEMİ
1971’de Sovyetli bir bilim topluluğu Türkmenistan’ın Karakum Çölü’nde bulunan bir araziyi petrol bulunduğunu düşünerek kazmaya başladı. Ancak aslında burası kocaman bir doğal gaz yatağıydı. Yapılan kazı işlemleri sonucu kampın ve teçhizatların üzerinde bulunduğu krater çöktü. Teknik ekip, metan gazının yayılmasından korktuğu için çöken krateri ateşe verdi. Oluşan dev alev topunun 1 hafta içinde söneceğini hesapladılar, ancak evdeki hesap çarşıya uymadı! 🙂
Olayın üzerinden 40 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen 70 metre çapa ve 30 metre derinliğe sahip olan krater hala yanmakta. Bu olay üzerine bölge halkı buraya Cehennem Kapısı ismini koydu. Günümüzde ise çokça turist burayı ziyaret etmekte.
HAYALET BEBEKLER ADASI
Hepimiz oyuncak bebeklerin ya da küçük çocukların önderliğini yaptığı korku filmlerine aşinayız. 🙂 Ancak burası onlardan bir tık fazlası!
Bu yapay adanın bulunduğu arazi eskiden Don Julian Santana isimli bir çiftçiye aitmiş. Söylenenlere göre 1950’li yıllarda adanın yakınlarında bulunan bir kanalda boğulan bir kız çocuğunun ruhu Santana’yı rahatsız etmeye başlamış.
Santana ise hem küçük kızın ruhuyla iletişim kurmak için, hem de ona barışçıl olduğunu göstermek için ağaçlara oyuncak bebekler asmaya başlamış. Tabi bu bebekler zamanla hava ve çevre şartları sebebiyle korkunç bir hal almaya başlamış.
Bu alışkanlığını 50 yıl kadar devam ettirip yaklaşık 1000-1500 oyuncak bebeği ağaçlara asan Santana, küçük kızın boğulduğu kanalda boğularak 2001 yılında hayatını kaybetmiş.
Günümüzde Santana’nın da mezarının bulunduğu bu yapay ada turistik bir mekan haline gelmiş. Bazı ziyaretçiler bebeklerin birbirine fısıldadığını ve küçük kızın hayaletinin hala bu adada bulunduğunu söylemekteler.
